Gizemli Patlamalar
2015’in Şubat ayında, Avustralya’daki Parkes radyo teleskobu, keşfedildiği günden beri astronomları büyüleyen bazı hızlı radyo patlamaları (Fast Radio Burst – FRB) yakaladı. “Kozmik fısıltılar” olarak adlandırılan bir FRB, saniyelik galaksiler arası radyo dalgası çarpmaları olarak görülen, hızlı bir enerji parlamasıdır. Bunula birlikte FRB 150215, daha önce kaydedilen patlamalardan farklı gibi görünüyor.
FRB 150215’i daha da merak uyandırıcı yapan şey, ardında herhangi bir sinyal ya da iz bırakmıyor gibi durması. Parkes araştırmacıları, bu sinyallerden “radyo, optik, X-ışın, gama-ışını ve nötrino yayınımları” belirlemeye çalışırken 11 teleskop kullandılar, ancak sonuç alamadılar. Araştırmacılar yeni bir çalışmada, “Patlamayla ilişkili olabilecek ne geçici ne de değişken bir yayınım bulunamadığını ve 17.25 saatlik gözlemler süresince tekrar eden atımlar gözlenmediğini” bildirdiler.
Nasıl olur da bu kadar yüksek enerjili patlamalar hiçbir iz bırakmazlar? Eğer bu yeterince gizemli değilse, bir de FRB 150215’in tespit edilebilmesi için, Samanyolu’nun oldukça yoğun bir bölgesinden geçiyor olması gerektiğini düşünün. Bu, patlamanın daha en baştan tespit edilmemiş olması gerektiği anlamına geliyor.
Onları Göreceğiz… Er ya da Geç
FRB’ler ilk olarak 2007 yılında keşfedildi ve o zamandan beri bilinen 22 FRB meydana geldi. Daha bu yılın başlarında bilim insanları en sonunda bu FRB’lerden birinin kaynağını belirlemişlerdi: uzak bir cüce galaksideydi. Nisan ayına dönersek, başka bir grup bilim insanı bu FRB’lerin kesinlikle uzaydan geldiğini doğruladı.
Evreni görebileceğimiz ve duyabileceğimiz daha gelişmiş araçlar geliştirdikçe, bu sinyallere gerçekten neyin sebep olduğunun keşfedilme olasılığı artıyor. Örneğin, James Webb gibi yeni ve daha iyi uzay teleskopları, bize kozmik çevrelerimizin daha önce hiç görmediğimiz görüntülerini sunacak.
Onları gördüğümüzde, hiç kuşkusuz hayrete düşeceğiz. Yine de şimdilik, astronomlar bu fenomeni anlamak için fazladan çaba harcıyorlar. Gizmodo’ya konuşan araştırmacı Emily Petroff “Bilimde, temel soruları cevaplamayı gerektirecek kadar yeni ve bilinmeyen bir şey üzerinde çalışmak durumunda kalmak çok sık karşılaşılan bir şey değil” diyor ve ekliyor: “Araştırmanızla büyük bir etki yaratabileceğiniz ve gerçekten büyük soruları cevaplayabileceğiniz bir alanın çok erken evrelerinde olmak heyecan verici.”