Astronomlar ‘yedi kızkardeş’ yıldızları hakkındaki evrensel mitlerin 100.000 yıl öncesine dayanabileceğini düşünüyor
Aralık’ta kuzey gökyüzünde Ülker, ya da “Yedi Kızkardeş” (Pleiades) olarak bilinen güzel bir yıldız kümesi vardır. Dikkatli bakarsanız muhtemelen altı tane yıldız sayabilirsiniz. Peki neden yedi tane olduğunu söylüyoruz?
Dünya’nın her yanından pek çok kültür Ülker’i “yedi kızkardeş” şeklinde adlandırıyor ve haklarında oldukça benzer hikayeler anlatılıyor. Yıldızların hareketlerini çok yakından inceleyince, bu hikayelerin 100.000 yıl kadar eskiye, takımyıldızın epey farklı göründüğü bir zamana dayanıyor olabileceğine kanaat getirdik.
Kız kardeşler ve avcı
Yunan mitolojisinde Pleiades, Titan Atlas’ın yedi kız çocuğuydu. Ebediyete kadar gökyüzünü yukarı kaldırmaya mecbur bırakılmıştı, bu yüzden de kızlarını koruyamıyordu. Kız kardeşler, avcı Orion’un tecavüzünden kurtarılmak amacıyla Zeus tarafından yıldızlara dönüştürüldüler. Ama hikaye, kardeşlerden birinin bir ölümlüye sevdalandığını ve saklandığını, bunun için yalnızca altı yıldız gördüğümüzü anlatıyor.
Avustralya’daki Aborjin toplulukları arasında da benzer bir hikayeye rastlamak mümkün. Pek çok Avustralya Aborjin kültüründe, Pleiades’ten bir grup genç kız olarak bahsedilir ve sıklıkla kutsal kadınların merasimleri ve hikayeleriyle ilişkilendirilir. Pleiades aynı zamanda Aborjin takvimleri ile astronomisinin bir unsuru olması açısından da önemli ve çok sayıda grup için şafakta ilk kez doğması, kışın başlangıcını temsil ediyor.
Gökyüzünde Yedi Kızkardeş’in yakınında, Avustralya’da genelde “tencere” olarak anılan takımyıldız Orion bulunuyor. Yunan mitolojisinde Orion bir avcıdır. Bu takımyıldız Aborjin kültürlerinde de sıklıkla aynı şekilde bir avcı ya da bir grup gürbüz genç erkektir. Yazar ve antropolog Daisy Bates, orta Avustralya’daki insanların Orion’u, özellikle de Ülker’deki kadınların peşinde bir “kadın avcısı” olarak kabul ettiklerini söylüyor. Pek çok Aborjin hikayesi, Orion’daki delikanlıların, ya da adamın, yedi kız kardeşi kovaladıklarını ve kardeşlerden birinin öldüğünü, saklanmakta olduğunu, çok genç olduğunu veya kaçırıldığını anlatıyor, bu nedenle de yine sadece altı tanesi görülebiliyor.
Kayıp kız kardeş
Benzer “kayıp Pleiad” hikayeleri Avrupa, Afrika, Asya, Endonezya, Yerli Amerikan ve Aborjin Avustralya kültürlerinde de bulunuyor. Pek çok kültür kümeyi yedi yıldıza sahip olarak düşünüyor, ama yalnızca altı tanesinin normalde görülebilir olduğunu kabul ediyor ve yedincinin neden görünmez olduğuna dair bir hikaye anlatıyor.
Nasıl oluyor da Avustralya Aborjin hikayeleri, Yunan hikayelerine bu kadar benzer olabiliyor? Antropologlar, Avrupalıların Yunan hikayelerini Avustralya’ya getirmiş olabileceğini ve bunların Aborjin halkı tarafından kendi amaçları için uyarlandığını düşünüyorlardı. Ama Aborjin hikayeleri, Avrupa’yla temastan çok, çok daha eski gibi duruyorlar. Ve çoğu Avustralya Aborjin kültürüyle dünyanın geri kalanı arasında en azından son 50.000 yıldır çok az ilişki bulunuyordu. Peki neden aynı hikayeleri anlatıyorlar?
Barnaby Norris ve Ray Norris, bu soruya yeni bir cevap öneriyorlar.
Tüm modern insanlar, 100.000 yıl kadar geçmişte, yerkürenin uzak köşelerine doğru uzun göçlerine başlamadan önce Afrika’da yaşayan insanların soyundan geliyorlar. Yedi kız kardeşin bu hikayeleri bu kadar eski olabilir mi? Tüm insanlar Avustralya, Avrupa ve Asya’ya seyahat ederken bu hikayeleri de yanlarında mı götürdüler?
Hareket eden yıldızlar
Gaia uzay teleskobu ve diğer teleskoplarla yapılan dikkatli gözlemler, Ülker’in yıldızlarının gökyüzünde yavaşça hareket ettiklerini gösteriyor. Yıldızlardan birisi; Pleione, şimdi yıldız Atlas’a o kadar yakın ki çıplak gözle bakıldığında tek bir yıldız gibi görünüyorlar.
Ama yıldızların hareketi hakkında bildiklerimizi göz önünde bulundurur ve zamanı 100.000 yıl geriye alırsak, Pleione’nin Atlas’a daha uzak olduğunu ve çıplak gözle kolayca görülebileceğini anlarız. Yani 100.000 yıl önce, çoğu insan kümede gerçekten de yedi yıldız görüyor olmalıydı.
Yıldızların bu hareketinin iki bilmeceyi çözmede yardımcı olacağını düşünüyoruz: bu yıldızlar hakkındaki Yunan ve Aborjin hikayelerinde karşılaşılan benzerlik ve de bugün sadece altı yıldız görmemize ragmen bu kadar çok kültürün kümeyi “yedi kızkardeş” şeklinde adlandırması.
Yedi Kızkardeş ve Orion hakkındaki hikayeler belki de o kadar eskidir ki, atalarımız bundan 100.000 yıl önce Afrika’da yaktıkları kamp ateşlerinin etrafında birbirlerine yine bu hikayeleri anlatıyorlardı. Bu dünyanın en eski hikayesi olabilir mi?