Samanyolu

Samanyolu kelimesinin asıl kökeni Yunanca Galaxias (γαλαξίας) kelimesinden gelmektedir. Galaxias kelimenin tam anlamıyla “sütlü” demektir. İngilizce’deki “Milkyway” kelimesi de yine bu kelimeye dayanmaktadır. Bununla birlikte nedendir bilinmez Türkçe’ye Samanyolu diye çevrilmiştir. Samanyolu Galaksisi bizim güneş sistemimizin de içinde bulunduğu çapı 100,000 ışık yılı olan ve 200 ila 400 milyar yıldız barındıran bir gök ada ve evrenimizde bu gök adalardan 100 milyarlarca daha var. Kuzey yarım kürede yaz geceleri eğer yeterince karanlık bir yerde isek güney ufkundan kuzey ufkuna kadar Samanyolu’nu çıplak gözle bile görebiliriz. Peki gördüğümüz şey nedir?

Samanyolunun temsili gösterimi
Samanyolunun temsili gösterimi

Astronomlara Göre Samanyolu

Samanyolu galaksisi astronomların tanımı ile bir spiral galaksidir. Tabii ki, galaksi dışına çıkıp gözlem yapmamız henüz mümkün değil ancak uzun yıllar yapılan araştırmalar sonucunda elimizdeki bilgilere göre bilim insanlarının verdiği bir karar bu. Yukarıda, galaksimizin temsili dışarıdan görünümünü görebilirsiniz. Resimden de görüldüğü gibi galaksimiz bir sürü koldan oluşuyor ve Güneş Sistemimiz de Orion kolunda yer alıyor. Evet ama bizim gördüğümüz ve Samanyolu dediğimiz şey ne? Orion kolundan galaksimizin merkezine doğru baktığımızda gördüğümüz ve bizim “Samanyolu” adını verdiğimiz kuşak yukarıdaki resimde gördüğümüz Sagittarius kolu. Çıplak gözle görebiliyorsak fotoğrafını da çekebiliriz. İnternet’te ya da başka kaynaklarda güzel bir manzara ve üzerinden yükselen Samanyolu fotoğrafları görmüşsünüzdür.


Çıplak gözle görebiliyorsak fotoğrafını da çekebiliriz.


Astrofotoğraf

Bu fotoğraflar nasıl çekiliyor? Bu tarif için malzeme listesi şöyle dslr (tamamen manuel olarak ayarlanabilen ve objektifi değişebilen) fotoğraf makinesi, f (açıklık, f/2,8 veya tercihen daha düşük) değeri olabildiğince küçük (fotoğraf makinesinin içine mümkün olan en çok ışığı alabilen) 18 mm veya daha düşük geniş açılı bir lens (objektif), sağlam ve ağır bir tripod, olabildiğince ışık kirliliğinden arınmış bir gökyüzü, önüne kırmızı bir filtre takılmış el feneri ya da kafa lambası, sabır ve mümkünse yanınıza bir arkadaş.

Jacopo_Tintoretto_-_The_Origin_of_the_Milky_Way_-_Google_Art_Project
Sütlü yolun oluşmasının mitolojik hikayesini anlatan tablo. (Jacopo Tintoretto, 1575)

Fotoğraf çekmeye çıkmadan önce muhakkak bir planlama yapmanız gerekiyor. Planlamaya öncelikle cep telefonunuza ışık kirliliği haritası indirerek (Android için Light Pollution adlı uygulama) ya da online sitelerden yeterince karanlık bir bölge bularak başlayın, zira ülkemizin büyük bir bölümü ışık kirliliği altında bulunuyor ve batılı ülkelerdeki gibi ışık kirliliğinden arındırılmış özel parklar henüz mevcut değil. Yaşadığınız şehre yakın mümkün olan en karanlık yeri bularak işe başlayın. Karanlık yeri buldunuz ve hala evdesiniz, şimdi ne yapacaksınız? http://www.stellarium.org/ adresine giderek bilgisayarınıza ücretsiz Stellarium programını indirip kurun. Gitmek için planladığınız yerin koordinatlarını Google Maps’ten edinip Stellarium programına girin. Böylece sanal olarak sanki fotoğrafı çekeceğiniz yere önceden gitmiş olursunuz. Gideceğiniz günün tarihini ve saatini Stellarium programına girerek Samanyolu’nun hangi yönde ve saat kaçta doğduğunu, hangi saatte iyice yükseldiğini kontrol edin. Ayrıca cep telefonunuza yıldız konumlarını bulunduğunuz yere gösteren bir uygulama da indirebilirsiniz. Böylelikle gittiğiniz yerde telefonunuzu gökyüzüne tutarak Samanyolu’nun nerede olduğunu görebilirsiniz. Son olarak ayın hangi fazda olduğunu saat kaçta doğduğunu ve battığını da kontrol edin. Planlamamız büyük ölçüde bitti. Artık yola çıkabiliriz ama muhakkak teçhizatı kontrol ediniz. Kilometrelerce yol gidip makinenizin pillerin bittiğini ya da bitmek üzere olduğunu ya da makinenin hafıza kartını evde unuttuğunuzu fark etmek pek de hoş bir deneyim değil 😉

Equipment_used_for_visible_light,_ultraviolet,_and_infrared_photographs_of_flowers
Fotoğraf ekipmanları bazen çok detaylı olabilir.

Fotoğraf çekeceğimiz yere vardınız, neler yapıyoruz? Makinemizi tripodun üzerine kurduk ve Samanyolu’na doğru çevirdik. Başlamadan önce makinemiz üzerinde yapmamız gereken ayarlar var. Hem makinemiz üzerinde hem de lens üzerinde AF (auto focus) şeklinde gösterilen göstergeyi MF ya da M’e (manuel focus) almamız gerekiyor. Zira fotoğraf makinesinin otomatik olarak net yapmasını istemiyoruz. Eğer lensiniz üzerinde netlik çemberinde sonsuz işareti var ise çemberi çevirerek bu noktaya getirin, eğer yok ise gökyüzünde parlak bir yıldıza ya da yeterince uzaktaki bir nesneye çemberi çevirerek net yapın. Bu işlem fotoğrafınızda yıldızların net olup olmaması ile ilgili bir konu olduğu için çok özen göstermemiz gereken bir konu. Dolayısıyla şansa bırakmamak için gündüz saatlerinde lensinizi çok uzakta bir objeye net yapıp netlik çemberini bantla sabitleyebilirsiniz. Makinemizi RAW formatında çekecek şekilde ayarlıyoruz. RAW formatında standart jpeg formatına göre çok daha bilgi yer alır. RAW formatı ile çekilen bir fotoğraf bize çekim sonrası Adobe Lightroom ve Adobe Photoshop’ta yapacağımız işlemler için çok daha fazla bilgi ve detay sunar.


RAW formatında standart jpeg formatına göre çok daha bilgi yer alır.


Fotoğraf makinemizin menüsünden Long Exposure Noise Reduction / Uzun Pozlama Gürültü (kumlanma) azaltmayı etkin hale getiriyoruz. Noise, gürültü ya da kumlanma basitçe fotoğraf makinesinin kendi ürettiği ısının fotoğraf makinesinin içinde fotoğrafı oluşturan algılayıcı (sensor) üzerinde istenmeyen noktalar oluşturmasıdır. Gürültüye genel olarak yüksek ISO (sonraki maddelerde açıklıyoruz olacağım), yetersiz ışık kaynağını uzun süre pozlama neden olur.

Çekim Sonrası İşlemler

Gürültü engelleme kapalı (üstte) ve açık (altta) olarak karşılaştırılan uzun pozlama görüntüleri
Gürültü engelleme kapalı (üstte) ve açık (altta) olarak karşılaştırılan uzun pozlama görüntüleri

Gürültüyü fotoğraf çekimi sonrasında fotoğrafımızı Adobe Lightroom’da işlerken yok etmek için teknikler kullanabiliriz ama sizin orijinal fotoğrafınız ne kadar az gürültülü olursa o kadar iyi. Pozlama; şimdi gökyüzünü ne kadar süre pozlama yapacağımıza karar vermemiz lazım, aslında aşağıdaki tabloyu kullanarak aşağı yukarı makinenizin ve lensinizin size maksimum ne kadar pozlama yapmanıza izin vereceğini görebilirsiniz. Ancak biz yine de bu tablonun altında yatan hesaplamadan kısaca bahsedelim. “500 Kuralı” adı verilen bu kural çok basit; 500’ü lensinizin odak uzaklığına bölüyorsunuz ve çıkan rakam size full frame sensörler için kaç saniye pozlama yapabileceğinizi gösteriyor, eğer makineniz full frame değil de APSC sensöre sahipse o zaman “crop factor” dediğimiz sayı ile bu sayıyı çarpmanız gerekiyor. Şöyle ki full frame sensor için 500/lens odak uzaklığı, Canon APSC makine 500/(odak uzaklığıx1,6) – Nikon APSC makine 500/(odak uzaklığıx1,5). Diyelim ki Nikon APSC makineniz ve 20 mm lensiniz var hesaplamayı yapalım; 500/(20*1,5)=16,6 saniye, elde ettiğiniz sayıyı hiçbir zaman yukarıya yuvarlamayın sonuç olarak 15 saniye pozlamayı tercih etmelisiniz.

tablo

Makineniz üzerinde “stabilizer” yani hareket düşürücü sabitleyici özellik var ise bunu “off, kapalı konumuna” getirmelisiniz. Zira makineniz tripod üzerinde zaten sabit olacağından bu özelliğe ihtiyacınız yok. Şimdi gelelim diyafram ayarına. Başta malzeme listesi verirken f değeri düşük bir lens demiştik. f değerini lensinizin izin verdiği en düşük rakama ayarlamalısınız. Bu değer size lensinizin diyaframının ne kadar açık olacağını gösteren yani makinenizin sensörüne lensten ne miktarda ışık geçmesine müsaade edeceği değer. Çok zayıf ışık kaynakları olan yıldızların fotoğrafını çektiğimize göre bize çok ama çok ışık lazım. Eğer lensiniz en düşük f değeri olarak f/3,5 değerini veriyorsa 3,5, f/2,8 değerini veriyorsa 2,8’e ayarlayın. Gelelim ISO ayarına, ISO ayarı makinemizin sensörünün ışığa ne kadar hassas olacağını gösteren ayar. Bu rakam yükseldikçe ışığa hassasiyet artıyor. Eğer APSC sensörü olan bir makineniz var ise en ideal ISO değeri 1600, makineniz 3200, 6400 değerlerine izin veriyor olsa bile kullanmaya pek yeltenmeyin, zira yukarıda anlattığımız gibi noise/gürültü/kumlanma yüksek ISO değerlerinde daha da artıyor.

Farklı f değerleri, farklı açıklıkları göstermektedir.
Farklı f değerleri, farklı açıklıkları göstermektedir.

White Balance yani beyaz ayarını otomatiğe alıyoruz. Deklanşöre basmadan önce son bir ayar kaldı o da makineniz üzerinde herhangi bir sarsıntıyı önlemek için makinenizin self timer’ını 2 saniyeye ayarlamak. Eğer fotoğraf makinenizin cep telefonu üzerinde kullanabileceğiniz bir uygulaması var ise makineye dokunmadan deklanşöre basabiliyorsanız tabi ki bu ayara dokunmanıza gerek yok. Bütün bu ayarları yaptıktan sonra artık fotoğraf çekmeye başlayabilirsiniz, sakın unutmayın ki Samanyolu fotoğrafı çekmenin sadece %20’si çekim iken %80’i planlamada yatar. Çekebildiğiniz kadar farklı yerlerde ve Samanyolu fotoğraflarınızın önüne ilginç objeler ve manzaralar yerleştirerek fotoğraf çekin. Çektiğiniz fotoğrafları makinenizin ekranında ya da yanınızda götürdüğünüz dizüstü bilgisayarınızın ekranında kontrol edip gerekli olduğunu düşündüğünüz ayar değişikliklerini yaparak aynı kareleri tekrar çekebilirsiniz.


sakın unutmayın ki Samanyolu fotoğrafı çekmenin sadece %20’si çekim iken %80’i planlamada yatar.


Fotoğraf çekimlerinizi bitirdiğinizde tabi ki işiniz bitmiş olmuyor. Adobe Lightroom ve Adobe Photoshop programlarını kullanarak fotoğraflarınız üzerinde değişik yöntemler ve ayarlar uygulayarak fotoğraflarınız üzerinde çalışmanız gerekiyor. Aşağıda bir Samanyolu fotoğrafının bu programlar kullanılarak işlenmiş ve işlenmemiş halini görebilirsiniz. Bu konuda size tavsiyem Youtube üzerinde bulabileceğiniz onlarca videoyu izleyerek neler yapabileceğinizi, bu programlar üzerindeki ayarların ne işe yaradıklarını öğrenmeniz. Bu izlediğiniz videolar sayesinde zamanla kendi fotoğraf işleme tekniklerinizi ve yollarınızı kendiniz oluşturacaksınız.

Artık malzemelerinizi tamamlayıp, kendinize ışık kirliliğinden arınmış bir mekan seçtikten sonra planlamalarınızı yapıp, ilk Samanyolu fotoğrafınızı çekmeye hazırsınız. Samanyolu fotoğraflarında görüşmek üzere…

Adobe Lightroom ve Adobe Photoshop uygulamaları ile müdahale edilmeden öncesi ve sonrası.