İnsalık 2030’lerde Mars’a gitme planları yaparken bir başka büyük adım ise yanı başımızda sayılabilecek olan Ay üzerinde atılacak. Son zamanlarda Avrupa Uzay Ajansı (European Space Agency – ESA) Ay’a dönüş konusunda sesini biraz daha fazla yükseltmeye başladı. Daha da önemlisi, sonraki Mars ve daha ötesinde gerçekleştirilecek uzay seyahatleri için Ay üzerinde bir üs kurma planlarından bahsediyorlar.
Bu planlarının detaylarından 15 Aralık’ta, Hollanda Noordwijk’teki Avrupa Uzay Araştırmaları ve Teknoloji Merkezi’nde yapılan uluslararası sempozyumda ESA Genel Müdürü Jan Woerner, “Ay 2020-2030 – Eş Güdümlü İnsan ve Robot Keşiflerinde Yeni Bir Çağ” başlığında bahsetti.
200 uzman ve bilim insanının katıldığı sempozyumun amacı, Ay keşiflerinde ortak hedeflerin ve kullanılacak yöntemlerin genel hatlarının ve bu hedeflere birlikte nasıl ulaşılacağının yol haritasının belirlenmesiydi. Uzay keşifleri için gündem Uluslararası Uzay Keşif Koordinasyon Grubu’nun (International Space Exploration Coordinated Group – ISECG) NASA, ESA, Roscosmos ve diğer federal ajanslarının da içinde bulunduğu 14 üye tarafından, Küresel Keşif Yol Haritası kapsamında belirlendi.
Bu yol haritası sadece Ay’ın stratejik önemini ortaya koymakla kalmıyor aynı zamanda ortak yürütülecek olan projeler için ve ileride yapılacak olan uzay keşifleri için bir sıçrama taşı rolünü de üstleniyor. ESA’nın böyle ortak bir hayale katkısının ne olabileceği tartışması gündeme geldiğinde Woerner, ajansının Ay’a yapılacak uluslararası üssün planını anlattı.
Geçmişte, Woerner Uluslararası Uzay İstasyonu’nun halefi olacak bir Ay üssüne ilgisini göstermişti. İleriye dönük olarak, üç boyutlu yazıcılar ve robotlar tarafından bir eş güdümle inşa edilecek böyle bir üste bilim insanlarının çalışacakları binaların öngörüsünde bulunuyor.
Böyle bir yapının inşası yeni teknolojilerin geliştirilmesine ve federal uzay ajansları ile özel şirketler arasında karlı ortaklıkların oluşmasına fırsat sağlamakta. Halihazırda ESA, Ay üzerinde yapılacak kasaba planı ile gelen Foster + Partners firması ile ortaklık kurmuş durumda ve yapılacak diğer binaların inşası için başka özel firmalar ile de ortaklıklar kurulmakta.
Plan, ilerisi için, 2020’lerden itibaren bir seri insanlı görevi ve sonrasında kurulacak tesislerde çalışacak olan bilim insanlarının yerini hazırlaması için robotları ve üç boyutlu yazıcıları gerektiriyor. Bu robotlar uzaktan kontrol edilecekler ve Ay üzerindeki malzemeyi kullanrak binaların dış katmanlarının yapımını üstlenecekler.
Şu anda, yapılacak olan binaların güney kutup bölgesinde sürekli alacakaranlıkta kalan bir yerde yapılması planlanmakta. Bu yerin seçilmesinin en önemli sebebi, Dünya’daki gibi bir manyetik kalkanı olmayan Ay üzerinde doğal Ay yüzeyi şekillerinden faydalanmaktır. Uygun bir konum olsun ya da olmasın, ESA ve Roscosmos ortaklığı ile 2020 yılında Ay’ın Güney Kutbu’ndaki büyük krater Aitken Basin’den bu örnekleri getirilecek.
Bu görev, Ay’ın güne yarım küresindeki Shaleton Kratesi’nde bol miktarda su buzu olduğunu tespit eden NASA’nın Ay Keşif Yörünge Aracı’nın (Lunar Reconnaissance Orbiter – LRO) ayak izlerini takip ediyor. Bu sadece Ay üssüne içme suyu sağlamakla kalmayacak belki de hidrojenin ayrıştırılması ile göreve gidecek veya Dünya’ya geri dönecek olan araçlara yakıt da sağlayacak.
Sempozyumda Woerner’in dediği üzere, bu tesis Dünya’nın farklı milletlerinden bilim insanlarının birlikte yaşaması ve çalışması için bir imkan sağlayacak.
Doğal olarak faydalar bilimsel araştırmaların ve uluslararası ortaklığın ötesine geçebilir. NASA’nın danışman şirketi olan NexGen Space LLC’nin yakın zamanda belirttiği üzere, böyle bir tesis Mars yolculukları için büyük bir adım olur. Hatta yapılacak olan böyle bir tesiste yakıt ikmal istasyonunun olması, gelecek Mars görevlerinde yıllık yaklaşık 10 milyar dolarlık bir tasarruf sağlar.
Ve tabii ki, Ay üssü gelecek görevler için değerli bilimsel veriler sağlar. Ay’daki ve kutup çevresindeki astronotlar, Yer’in koruyucu manyetik alanından uzakta olduklarından, Yer yörüngesindeki bir astronotun maruz kaldığı Güneş radyasyonundan daha fazla radyasyona maruz kalmaktalar. Bu bilgi gelecek Mars görevlerinin planlanmasında paha biçilemez derecede önemlidir.
Ay üzerinde uluslararası bir oluşumun bulunması ihtimalinin bir başka faydası da Dış Uzay Antlaşması’nın yapmak istediğinin daha da sağlamlaştırılması olacaktır. “Ay Yarışı”‘nın hızlı zamanlarında 1966’da imzalanan antlaşmada şöyle denmektedir: “uzayın keşfi ve kullanımı bütün ülkelerin fayda ve ilgisi adına yapılmalıdır ve uzay tüm insanlığın olmalıdır.”
Bir başka deyişle, antlaşma herhangi bir ulus ya da uzay ajansının uzayda bir hak veya özerklik iddia etmemesini garanti altına almaktadır. Fakat NASA, Roscosmos ve JAXA’ın içinde bulunduğu birkaç uzay ajansı Ay’da üsler yapmayı planlamaktalar, bu da “Ay özerkliği” konusunun gelecekte bir şekilde karşımıza çıkacağı anlamına gelmekte.
Ve Ay üzerinde, seyehatleri kolaylaştıracak bir tesisin olması, yeni yeni filizlenmeye başlayan uzay turizmi için de büyük bir rahatlık olacak. Virgin Galactic yöneticisi Richard Branson, Yakın Yer Yörüngesi (low Erath Orbit – LEO) seyahatlerinin ötesinde 2043’te Ay’a seyahat teklifi olasılıklarından bahsetti. Bir başka uzay turizmi şirketi olan Golden Spike, bir gün, kişi başı 750 milyon dolara, Ay keşif turları önermeyi umduklarını söyledi.
Birçok analiste göre bu endüstri önümüzdeki on yılda gerçek anlamda havalanmaya başlayacak. Haliyle öncesinde altyapının hazır olması onlara büyük fayda sağlayacaktır.
“Ay’a geri dönüyoruz”, ESA’nın gelecek uzay keşif planlarını açıkladığı yakın zamandaki sempozyumdaki ana söylemdi. Ve görünüşe göre bu defa orada kalacağız. Ve oradan da, kim bilir, Evren büyük bir yer…
Matt Williams‘ın yazısından çevrilmiştir.
Kaynak: ESA Planning To Build An International Village… On The Moon! – Universe Today