[vc_video link=”https://www.youtube.com/watch?v=RJmXIzjfmUY”]
Samanyolu gökadası…
Tek kelimelik dev, kocaman ‘evren’in içerisinde bulunan milyarlarca galaksiden yalnızca birisi. Tahmini olarak 400 milyar yıldızın ve onların etrafındaki gezegenlerin, uyduların, meteorların, kuyruklu yıldızların ve şu an bile farkında olmadan, biz insanların tek bir ortak merkez etrafında saniyede yaklaşık olarak 300 km hızla döndüğü yapı. Evet biraz büyük gibi.
Samanyolu galaksisi sarmal yapıda bir galaksi. Dönme hareketi nedeniyle, 5 tane büyük sarmal kola sahip. Galaksinin bir ucundan diğer bir ucuna uzaklığı 100,000 ışık yılı. Yani saniyede 300,000 km hızla (ışığın vakum ortamdaki hızı) gidebilseydiniz eğer, içinde yaşadığınız galaksinin bir ucundan diğer bir ucuna gitmek 100,000 yıl sürerdi. Güneş sistemi bu kollar arasında Orion (Avcı) kolu içinde yer alıyor. Galaksinin merkezine uzaklığı ise yaklaşık olarak 28,000 ışık yılı.
Yıldızlar arası ortamda değişen miktarlarda gaz ve toz bulunur. Bu maddeler galaksi içinde bazı bölgelerinde yoğunken bazı bölgelerinde görece daha az bulunur. Sahip olduğumuz en büyük teleskoplarla bile gaz ve tozun yoğun olduğu bölgeleri özlellikle görünür bölge ve kısa dalgaboyunda göremiyoruz. Bunun nedeni, yıldızlararası ortamda ki bu gaz ve tozun, bu dalga boylarındaki ışığın geçişine izin vermemesidir. Şekilde görüldüğü gibi galaksimizin merkezinde ki gaz ve toz oldukça fazla. Bu nedenle galaksimizin bu bölgesini, önüne bir perde çekilmişçesine göremiyoruz. İşte Baade’nin penceresi teleskoplarımızın önüne gerilen bu perdeyi aralıyor.
Astronom Walter Baade, adeta galaktik merkeze doğru açılan bir pencere keşfetti. Galaksinin bu bölgesindeki gaz ve toz yoğunluğu düşük olduğundan bizim için, görünür bölgede gözleme izin veren bir pencere yaratmış durumda. Baade’nin bu keşfi ile, teleskoplarımızı galaksinin merkezine doğru çevirdiğimizde, hiç ışığını alamadığızı sandığımız yıldızlarıda gözlediğimizi bugün biliyoruz.